İş Hukukunda Ayrımcılık Tazminatı
Ayrımcılık Tazminatı Nedir?
İş Hukukunda
işverenin, işçilere eşit davranma borcu vardır. Eşit davranma borcu, temelini,
Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinden alır. Eşitlik ilkesi uyarınca dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle kişiye farklı işlem yapılamaz. Anayasanın 10’uncu maddesinde
düzenlenen eşitlik ilkesi hem kanun önünde eşitliği hem de kişinin belirli
özellikleri nedeniyle ayrımcılık yapılması yasağını kapsar.
Anayasanın 10’uncu
maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin İş Hukuku’ndaki görünümü 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 5’inci maddesinde düzenlenen “eşit davranma ilkesi”dir. Anayasa’da
düzenlenmiş olan ayrım yasaklarına paralel olarak İş Kanunu’nun 5’inci maddesinde:
·
İş ilişkisinde dil,
ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri
sebeplere dayalı ayırım yapılamayacağı;
·
İşverenin, esaslı
sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan
işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye
farklı işlem yapamayacağı;
·
İşverenin, biyolojik
veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş
sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve
sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı
işlem yapamayacağı;
·
Aynı veya eşit değerde
bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamayacağı;
·
İşçinin cinsiyeti
nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin
uygulanmasını haklı kılmayacağı düzenlenmiştir.
İşverenin
eşit davranma borcu, mutlak ayrım yasakları dışında, her işçisine aynı
davranması anlamına gelmez. İşçinin yaptığı iş, uzmanlığı, öğrenim düzeyi, kıdemi
gibi nedenlerin varlığı, işverenin benzer işleri yapmakta olan işçilere farklı
davranmasını gerektirebilir. Bunun dışında işçinin şahsından kaynaklanan
çalışkanlık, yetenek, başarı gibi öznel nedenlerin varlığı hâlinde de işveren
farklı işlem yapabilir. Diğer bir ifade ile, işverenin haklı nedenleri varsa bu
durumda eşit davranma yükümlülüğü işverenin yönetim hakkı kapsamında
değerlendirilebilir. Bunun tespiti ise, her somut olayın özelliklerine göre
ayrı incelenir.
Ayrımcılık
Tazminatı İş Sözleşmesinin Hangi Aşamasında Uygulanır?
A. İş
İlişkisinin Devamı Sırasında
İş sözleşmesinin kurulmasından
sona erdirilmesine kadar geçen süreçte işverenin eşit davranma borcu devam
eder. İkramiye, prim, emeklilik, çocuk, evlenme, doğum yardımı, yakacak yardımları,
bayram paraları gibi sosyal yardımların dağıtılmasında işverenin eşit davranma
yükümlülüğü bulunmaktadır. Burada işveren bakımından önemli olan keyfi
uygulamalarda bulunmamasıdır. Ancak objektif ve haklı nedenlerin varlığı
hâlinde belirli bir grup işçiye daha fazla prim ya da sosyal yardım verilmesi
kararlaştırılabilir. Ancak yine mutlak ayrım yasaklarının ihlal edilmemesi
gerekmektedir.
B. İş
Sözleşmesinin Feshinde
Dil, din, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce
ve benzeri nedenlere dayalı olarak yapılan fesih işlemleri, işçinin ayrımcılık
tazminatına hak kazanmasına neden olacaktır.
Ayrımcılık
Tazminatı Ne Kadardır? Nasıl Hesaplanır?
Ayrımcılık
tazminatına hükmedilebilmesi için işçinin eşit davranma ilkesinin ihlâli
nedeniyle bir zarara uğramış olması gerekmez. Ayrımcılık tazminatı işçinin
çıplak ücreti üzerinden hesaplanır. Diğer bir ifade ile; ikramiye, prim, sosyal
yardımlar tazminat bakımından esas alınacak ücrete dâhil değildir. Ayrımcılık
tazminatı işçinin dört aya kadar ücreti tutarıyla sınırlandırılmıştır.